31 Aralık 2010 Cuma

Du bakali 2011...

Evet, bir yıl daha geçti. Pek yazamadık bu yıl, fakat yazılacak şeyler hiç de az değildi. Artık yeri geldikçe önümüzdeki yıl paylaşırız.

Niyeyse bu sene çok da sevinçle giremiyorum yeni yıla. (Yaşlanıyor muyum ne!?) Yapılması gereken o kadar çok şey var ki. Planlanan, ama hayata geçirilmesi bir türlü mümkün ol(a)mayan istekler, zorunluluklar.

Şöyle bir düşünün bütün samimiyetinizle: Yeni yılda kendiniz için ne istiyorsunuz? Yeni bir ev, araba? İyi bir iş veya mevcut işinizde terfi? Mutluluk? Sağlık? Para? Daha çok para? Peki bu isteklerin gerçekleşmesi için bu sene gerçekten uğraşacak mısınız?

Ben mi? Benim de istediğim bir-iki şey var tabii. Okulu bitirmek istiyorum artık. Ve evet, bunun için çalışacağım, çalışmak zorundayım. Ama bir şey daha istiyorum. Şu yalnızlıktan kurtulmak istiyorum! Bu yalnızlıktan kurtuluncaya kadar geçecek olan sürede içimdeki o güzelliklerin, heyecanın ölmesinden korkuyorum. Karşıma tam istediğim gibi birisi çıktığında kaybettiğim bu güzel duygular yüzünden onu kaçırmaktan korkuyorum. Ve bir şey söyleyim mi? Korktuğum şeyler başıma gelir genellikle.

Aylardır içimde bir sıkıntı var. Tebdîl-i mekânın getirdiği ferahlık bile çok uzun sürmedi bu yüzden. Bir bıkkınlık, dolayısıyla bir sorumsuzluk... Farkında olmadan bir kısır döngüye girmişim, çıkmak icin uğraşıyorum. Ne kadar uğraşsam da engelleyen bir şey var. Aşamıyorum bir türlü bu engeli. İnsanın karşısına çıkabilecek en büyük engel yine o insanın kendisiydi, değil mi!?

Yukarıda bahsettiğim o yalnızlık her şeyin anahtarı sanki. Bir defa kurtulsam biliyorum ki, ömrüm boyunca sırtım yere gelmeyecek. Her şey yoluna girecek. Ama dedim ya, o engel tıkıyor bütün yolları. Üstelik en çok istediğim şey bu yalnızlıktan kurtulmak olduğu halde, bu konuda yeteri kadar uğraşmayacağımı da biliyorum. Nasıl bir kısır döngüdür; nasıl bir umursamazlıktır, sorumsuzluktur; nasıl bir ruh halidir bu!!!?

En azından şimdilik 2011 bu konuda pek parlak görünmüyor benim adıma. Fakat gün doğmadan neler doğar demişler. Bakalım neler doğacak. Du bakali 2011...

MUTLU YILLAR
_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder